Merhabalar, geçen haftaki yazımda diyafram kasından bahsetmiştim.
Bu hafta ise yine önemli solunum kaslarımızdan olan interkostal kaslardan(göğüs
duvarı kasları) bahsedeceğm. Diyafram kasımız göğüs duvarını aşağıya(karın
boşluğuna) doğru genişletirken, interkostal kaslarımız yukarı ve dışa doğru genişletmektedir.
İnterkostal kaslar external ve internal iki farklı grupta incelenir. İnternal
grup kaslar kaburgaların iç tarafında bulunurken, özellikle öksürme, hapşırma,
üfleme, şarkı söyleme gibi nefes vermenin zorlu olarak yapıldığı durumlarda
aktif olarak çalışır. External grup ise kaburgaların dış tarafında bulunurak
nefes almada önemli görev üstlenerek diyaframın en büyük yardımcısıdır.
Kaburgalarımızda bulunan bu kaslar iman tahtasına yapışırlar. Bu bölgenin
korunmasında ve ayrışmamasında önemli rolleri bulunmaktadır. Bu yazıda external
interkostal kaslar üzerinde duracağım.
Solunum kaslarının değerlendirilmesi özellikli cihazlarla
net olarak yapılsa da bize solunum kaslarının normalden daha zayıf
olabileceğini düşündürebilecek belirtiler mevcuttur. Nefes alırken göğüs
kafesini yeteri kadar dolduramadığını hissetmek, nefes alırken karın göğüsün
birlikte hareket etmemesi, nefes alıp verme sırasında göğüs ve karının parça
parça yükselip alçalması, senkronize olamaması, göğüs ve yukarısının sık
terlemesi, egzersiz sırasında diğer kaslarımız yorulmadan nefes nefese kalma,
havuz ve deniz gibi su içindeki aktivitelerde zor nefes alma gibi durumlar
başka problemleri gösterebileceği gibi kas zayıflıklarında da gözlenebilecek
durumlardır. Bu gibi durumlarda doğru bir değerlendirmenin arkasından solunum
kaslarının güçlendirilmesine ivedilikle başlanması gerekir.
İnterkostal kaslarımız diyafram kasının aksine daha dar ve
limitli bir alanda bulunur. Kaburgalarla olan sıkı bağlantısı da skolyoz,
kamburluk, duruş bozukluğu gibi göğüs kafesinin alanının limitlendiği
durumlarda hem interkostal kasların
etkinliğini düşürür, hem de akciğerin genişleyebileceği alanı daraltır.
Dolayısıyla interkostal kasların verimli çalışabilmesi için bu bölgenin esnek
ve ideal pozisyonda olması gerekir. Eğer ki göğüs kafesinin duruşunun
bozulmasına yol açacak kas kısalıkları varsa ya da sırt kaslarının
zayıflığından kaynaklı öne doğru eğik bir duruş söz konusuysa bu kaslara
yönelik egzersizler yapılarak, göğüs kafesi ve interkostal kaslar
rahatlatılmalıdır. Göğüs kafesinin hareketliliği(mobilizasyonu) arttırılmalıdır.
İnterkostal kasların kısaldığı durumlarda ise bu kaslara
germe uygulamak gerekir. Özellikle hep aynı tarafının üzerine yatarak uyuyan ve
tek kolunu kullanarak iş yapan kişiler bu egzersizlerden fayda görecektir.
Ayrıca germe egzersizleri hem egzersizlere hazırlık olarak hem de egzersiz
sonrasında kazanımların daha kalıcı olması için de uygulanabilir.
Kaslarımızın zayıf olduğu durumlarda bu kaslara güçlendirme
egzersizleri yapmak gerekir. Özellikle anestezi sonrası, uzun süreli kas
gevşetici kullanımında, akciğer enfeksiyonları sonrasında, uzun süreli yatak
istirahati gerektiren hastalıklarda, solunum kaslarının zayıflayabileceğini
unutmayınız. Ayrıca kuvvetli kasların bu tip problemlerle başa çıkmamızı
kolaylaştırdığını belirtmeliyim.
Göğüs kafesinizde ağrı hissediyorsanız; zatürre, akciğer
sönmesi, kaburga kırığı gibi ciddi problemlerden kaynaklı olabilir. Ancak kas ağrısı
gibi egzersizlerle rahatça toparlanabilecek bir problem de olabilir. Kas
ağrılarınız için yaptığınız bu egzersizlerle eğer ağrınız artıyor, nefes
darlığı, ateş gibi başka semptomlar ortaya çıkmaya başlıyor ya da ağrınız 3 gün
içinde azalma göstermiyorsa doktorunuza başvurunuz.
Germeleri egzersiz öncesi ve sonrasında 10’ar kere, diğer
egzersizleri de yine 10 tekrarlı günde 2 kere yapabilirsiniz. Egzersizler
sırasında göz kararması, baş dönmesi, nefes darlığı oluşması, vücudun bir
bölgesinde karıncalanma hissi gibi olumsuz, farklı bir his farkederseniz
egzersizlere ara vererek biraz dinlenin. Sorularınız ve önerileriniz için
lütfen yazın. Umarım faydalı olabilmiştir. Sağlıkla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder